4 Nisan 2018 Çarşamba

Ne okuyorum??

Bazı kitapları okumayı ertelediğim oluyor. Süre uzadıkça da okuma isteğim kat be kat artıyor. GABRIEL GARCİA MARQUEZ'in BENİM HÜZÜNLÜ OROSPULARIM'ı tam olarak böyle bir kitap. Büyük ihtimal bugün bitirip yatacağım. 


kitapyurdu.com'dan 7.80 tl ye almıştım. satın alma linki aşağıda.
keyifli okumalar.

http://www.kitapyurdu.com/kitap/benim-huzunlu-orospularim/69246.html

Uzun bir aradan sonra...

Tam olarak başlığın hakkını veriyor. Üşenmedikçe yazıyorum.
Genel olarak ise üşeniyorum.
Şöyle bir özet geçeyim.
Anne oldum.
Ankara'ya taşındım. 
Çalışma hayatını rafa kaldırdım.
Araba kullanmayı öğrendim.



24 Mart 2015 Salı

bacak boyunu uzun gösteren cümleler kuruyor kadınlar. para konuşuluyor, modalar trendler konuşuluyor. hayatımda kimse yok diyip koca konuşuluyor. o bunu dedi ben duydum, yengem duymuş, onun kayınvalidesinin gün arkadaşının gelini bile duymuş. gel gelelim hiç kimse bir zeka kırıntısı bile bulamamış.
"dün gece çok aradım,, aradım bulamadım. kör olası çöpçüler..." kafamın içinde bu şarkı. ne de güzel söylüyorsun erkin baba. neye niyet etsen çuk oturuyor.


kavruklaşan samimiyet

Survivor'ı izliyorum, gözlerim telefonda, instagrama bakıyorum.
Kerimcan Kamal fotoğrafımı repost etmiş. Allahım bir sevinç bir sevinç.
Bu arada seda elendi.
Melikeye yazıyorum bir yandan. O izleyemiyor çünkü şu anda hastanede refakatçi.
Kerimcan Kamal'ın biyografisini okuyorum bir yandan. Melikeye "sen de oku."diyorum.
Seda hiç susmuyor, ne çok konuşuyor. 
Sosyal medya kıskaca almış beni resmen. 
Bir yandan twitter da duygu neler yazmış diye bakıyorum.
Seda hala konuşuyor.
Artık dikkatimi tek bir olaya verdiğimde kendimi boş hissediyorum. Bir yandan şuna da bakayım, bütün tweetleri okumalıyım, ay bunlar yeni fotolar, facebook benim sadık yarim. Çok ekranlar döneminde yaşıyoruz. 
Manzara seyredemez, iki muhabbetin belini kıramaz olduk. 
Önce check in yapılıyor, bir tur fotoğraf çekiliyor. Yemekler geldi hoop bir tur daha fotoğraf.
Bu arada ütopya başladı. Bunu hiç anlamıyorum. İlişkiler karmaşık, Koca bir boşluk bence bu program. Konuyu dağıtmak gibi olamasın da ben ütopya okumayı çok severim. özellikle anti-ütopyalar. 
İlk okuduğum ütopya Güneş Ülkesiydi. Bir arada bunu yazmalıyım.

Eee,ne diyorduk. Evet ekranlar, en az 3 ekran var hayatımda. Yaşayamaz oldum. Sosyal medya bağımlısı bir halim var. Psikoloğa gitsem teşhis kesin. 

Ütopyada gene anlamadığım olaylar dönüyor. 

Ben uyuyayım artık. (uyumadı)


Sevgiyle


20 Mart 2015 Cuma

ya herşeyim ya hiçim

           küçük bir kız çocuğuydum. dönemin en son modası lastikli sandaletler giyiyordum. sen gelmiştin yaz tatilinde, koşuyordun, bense sandaletlerimin kirlenmemesini düşünüyordum. ayağıma bastın ve ben düştüm. hani dizlerim kanadı, herkese ağladım ya abim beni düşürdü diye. yok yok kızmamıştım ben. senden değerli değildi hiçbirşey.
            
             bizim sokağın başındaki çocuk parkına kaçardık. mesefe uzaktı ama hiç yakalanmamıştık. annem balkondan her baktığında kapının önünde oynuyorduk. ne bu sırrımızı ne de diğerlerini kimselere anlatmadım abi. senden önemli değildi, sen , 'sır' derdin o 'sır' olurdu.
          
              saatlerce uğraşırdık, kırmızı renkli çiçekten kan yapmaya; lunaparkcılık diye bi oyun keşfetmiştik, atariye dalardık saatlerce yerimizden kıpırdamadan.. en iyi arkadaşımdın sen, tüm aşklarımı bilirdin.yol göstericimdin, dert ortağımdın, sırdaşımdın.  
      
               ama ben hep senin gibi bir sewgilim olsun isterdim.  abi, sen hayatımdan çıktıktan sonra,allah bana acımış olacakki sana benzeyen bi adam çıkardı karşıma. senin kadar düşünüyor beni, senin kadar ortak dertlerime, senin kadar... 
                
                        seni ne kadar özleğimi anlatamam abi,doğum günün kutlu olsun.. o kadar çok ki yazmak istedğim; görüntüleri kelimelere dökemeyecek kadar özlemişim eski günleri. 

>>> tüm sevdiklerim benden uzakta yaşıyor, diyor hümeyra.. http://www.youtube.com/watch?v=2UXznE7MoSo büyürken fark etmeden bazı yüklerimizden kurtuluyoruz. uçabilmek, yükselebilmek için bu gerekli. kurtulduğumuz o yükleri bazen çok çok özleriz. rüyalar da karşılaşırız, o eski samimiyeti de ancak rüyalarda buluruz. 
       bugün küs olduğum, kırgın olduğum, abimin doğum günü. her sene ilk kutlayan ben olurdum. elimden geldikçe yanında olmaya çalışırdım. hediyesini aylar öncesinden planlardım. şimdi ise ona sadece bu satırları yazabiliyorum. hiç okumayacağını bile bile,hiç okumamasını ümit ederek. 

BİR KADININ HİKAYESİ

Ağıt

Kısa boylu kadın, narin yürüyüşlerle yıldızları toplar gibiydi. Saçları gecenin karanlığıyla yoğurulmuşcasına omuzlarını okşuyordu..
Kadın usulca doğruldu yerinde. Ay, bir yeni gelin edasıyla hem insanı büyülüyor hem de buruk bir hüzün dolduruyor ciğerlerine. Yüzünü aya dönüp, ona şarkısını söylemeye başladı. Bu bir ağıttı. Söylerken ayakları yerden kesiliverdi. Artık o da bir yıldızdı gökyüzünde. Hayır, şimdi de bir yağmur damlası oluverdi. Bir annenin gözpınarından akıp bebeğin avcuna düştü. O an bir umuttu .  Umudunu büyüttü bebek, ilk aşk acısına kadar. Artık bir kalp kırığıydı, iyileşmesi güç. Ağıt yükseldi, yükseldi, yükseldi. En üst perdedeydi artık.  Kalp kırıklığı yerine sevgiye bıraktı o noktada. Bir ışıktı,ağıt bittiğinde kadın.

_ Hikayemi artık biliyorsun, dedi kadın.

16 Mayıs 2012 Çarşamba

yalnızlık bir ovanın düz oluşu gibi bir şey

         Cemal Süreyya benim " çok yalnızım" dediğime "yalnızlık bir ovanın düz oluşu gibi bir şey" diye yanıt verdi.  ben tekrar "çok yalnızım" dediğimde kapıya gelen anketör çocuk "moda anketine katılmak ister misiniz? diye yanıt verdi. ben ısrarla "çok yalnızım" dediğimde çalan telefondaki ses "sevgilim ben yemeğimi yedim,sesini duymak istedim" dedi.  
           öss sınavına hazırlanırken türkçe öğretmenim yalnız ve yanlış kelimelerinin doğru yazılımını anlatırken söyle demişti: "yalnızlık yalından gelir tek olmaktan." o gün bugündür tek olduğum anlar hep yalnız gelmiştir bana. başka şehirde ailem, başka şehirde sevgilim,  başka şehirde en iyi arkadaşlarım.. ben tekim yani, beni anlayanlardan biri bile yok yanımda. en azından akşam yemeğinde bile buluşma ihtimalimiz yok. 
       "çok yalnızım" derken ciddiydim. yalnızlığı severim yalanından kaçıyorum ve itiraf ediyorum artık: "sizinle daha lezzetli yemekler, daha keyifli anlar, daha anlamlı yaşananlar."